Tedarik Zinciri Görünürlüğü ile Yeni Bir Dönem!
Hazır giyim sektöründe değer zincirinin izlenebilirliği markalar açısından bugüne değin hiç olmadığı kadar önemli bir hale geldi. Markalar, ürün iddialarında ancak “ürünlerinin izlenebilirliği” kadar ispat sunabilir durumdalar. Tüketiciler bilinçlendikçe ve sorgulama seviyeleri arttıkça markaların; izleyemedikleri, doğrulayamadıkları hammadde ve üreticiler ile ilgili iddialarda bulunmaları büyük bir riske dönüştü. Nitekim tüketicilerin eksik veya yanlış bilgilendirilmelerinin önüne geçmeyi amaçlayan regülasyonlar da her geçen gün sıkılaştırılırken, bu regülasyonlarda da en çok vurgulanan önlemler hammaddeye kadar izlenebilir ürünler ve transparanlık olarak öne çıkıyor.
Diğer taraftan, pandemi ile birlikte öne çıkan en önemli konulardan biri tedarik zincirlerinin görünürlüğünün arttırılması oldu. Gerek pazarda gerekse tedarik süreçlerinde yaşanan ani değişiklikler, “hızlı plan yapabilme” ve “tedarik zincirlerinin dayanıklılığının arttırılması” becerilerini ön plana çıkarırken, bu becerileri geliştirebilmenin ön koşulu tedarik sistemlerinin dijitalleştirilerek anlık bilgi sağlayabilmek olmaktadır. McKinsey’in Kasım 2021’de yayınladığı bir raporda yer alan araştırmada, anket yapılan Tedarik Zinciri Yöneticilerinin %80’inin, “tedarik zincirlerinin görünürlüğü”nü arttırmaya yönelik geliştirmeler ve yatırımlar planladıklarını ifade ettiğini yazar.
İzlenebilirlik ile elde edilen ürün pasaportları, lüks markaların sahte ürünlerle mücadele etmelerinde de başvurulan bir araç haline geldi. Bu uygulamaya başvuran markalardan bazılarını şu şekilde saymak mümkün: LVMH, Richemont ve Prada, Chanel. Bizler de bu konudaki yoğun çalışmalarımız sonucunda 2022’nin ilk yarısında izlenebilir ürünlerimizin lansmanını yapacağımızı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarız!