Geri dönüştürülmüş akrilik elyaf ile çevreci ve sürdürülebilir üretim

Geri dönüştürülmüş akrilik elyaf ile çevreci ve sürdürülebilir üretim

ekstil sektöründe sahip olduğu önem nedeniyle geri dönüşüm hız kazanıyor. Aksa Akrilik, yüzde 10, yüzde 15, yüzde 30 ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş akrilik elyaf için RCS sertifikasına sahip olarak üretimini sürdürüyor. Gelin siz de bu değişimin bir parçası olun, geri dönüştürülmüş elyaf kullanarak değer zincirine katkıda bulunun.

Geri dönüşüm, atılacak veya enerji eldesi olarak kullanılacak malzemelerin çeşitli süreçlerden geçerek hammadde haline getirilmesi süreçlerine verilen genel isimdir. Tekstil atıkları, yakın geçmişe kadar, enerji elde etmek amacıyla yakılmakta veya katı atık depolama alanlarına gömülerek bertaraf edilmekteydi. Ancak, söylemek gerekir ki, tüm bu eylemler yerine, tekstillerin geri dönüştürülmesi, sosyal, ekonomik ve çevreye olan etkileri düşünüldüğünde çok daha katma değerlidir. Geri dönüşümden önce tekrar kullanım (reuse) yolu ile tekstillerin değerinin korunması ise en katma değerli yöntemdir. Tekstillerin ikinci kez kullanımı hammaddeden, işçilikten ve katı atık depolama sahalarında depolama için ortaya çıkan maliyetten tasarruf sağlıyor. Böylece hem sosyal, hem çevresel, hem de ekonomik açıdan olumlu ve katkı sağlayan bir durum ortaya çıkıyor. Mevcut halde, yeniden kullanılmayacak durumda olan tekstiller ise temizlik bezleri, dolgu malzemeleri üretimi gibi çeşitli sektörlere değer kaybederek hammadde girdisi oluşturuyor. Buna karşın, tekstillerin tekstilde kullanılmak üzere geri dönüşümü, teknolojik yetersizlikler veya kullanılmış tekstillerin geri dönüştürülerek tekrar işlevsel hale getirilmesindeki etik kaygılar nedeniyle hala zorluklar içeriyor. Aslında, tekstil atıklarının yol açtığı kaygıların ciddi boyutlarını görebilmek adına rakamları incelemek oldukça faydalı olur.

  • ABD’de her yıl 16 milyon tondan fazla tekstil atığı meydana gelirken, son 20 senede bu miktar iki katına çıktı.
  • EPA’ya göre 2014 yılında 16 milyon tondan fazla tekstil atığı oluştu. Bu atıkların 2.62 milyon tonu geri dönüştürüldü, 3.14 milyon tonu enerji elde etmek amacıyla yakıldı ve 10.46 milyon tonu gömülerek bertaraf edildi.
  • Diğer bir veriye göre, ortalama hayat standartlarında yaşayan bir Amerikalı yıllık 36.3 kg kıyafet atığı oluşturuyor.
  • Bir ton atık tekstili şehirlere bertaraf etme işleminin maliyeti ise 45 dolar.
  • Üretim esnasında çıkan tekstil atıklarının yüzde 75’i geri dönüştürülürken, kullanım ömrünü tamamlamış tekstillerde geri dönüşüm oranı yalnızca yüzde 15’tir. Dolayısıyla, burada, konuya büyük bir önemle eğinilmesi ve gereken özeni göstermesi gereken kişilerin tüketiciler olduğu görülüyor.
  • Ortalama şartlara sahip bir insan her yıl bir önceki yıla göre yüzde 60 daha fazla kıyafet satın alıyor ve 15 sene öncesine göre yarı yarıya daha az bir sürede kullanıp atıyor.
  • Ortalama ömrü 3 yıl olan kıyafetleri ömürlerinin 3 ay uzatılması ise karbon, su ayak izi ve atık oluşumunu yüzde 5 ile yüzde 10 oranında azaltıyor.
  • Toplanan tekstillerin yüzde 50’si ikinci el kıyafet sektöründe, yüzde 20’si temizlik bezi, yüzde 26’sı ise dolgu malzemesi olarak mobilya sektöründe ve izolasyon malzemesi olarak otomotiv sektöründe değerlendiriliyor.

GERİ DÖNÜŞÜMÜN FAYDALARI

Günümüzde 1 trilyon dolar büyüklüğe sahip olan tekstil sektöründe, EPA verilerine göre 2015 yılında yaklaşık 16 milyon ton atık oluştu ve oluşan bu miktarın yaklaşık yüzde 65’i katı atık depolama sahalarına gömüldü. Bu alanlara gömülen tekstillerden kompozisyonlarına göre toprağa salınan, karbondioksit, metan ya da toksik kimyasallar karasal ve sucul ortamdaki yaşamı tehdit ediyor. Bu nedenle, ekosistemimizi korumak adına geri dönüşümün önemi kavranmalı ve süreç hızlandırılmalı. Geri dönüşümün diğer etkilerini şu şekilde özetlemek mümkün;

  • Enerji ve su kullanım oranları düşer.
  • Tekstillerin çevre kirliliği oluşması sürecindeki etkisi azalır.
  • Sera gazı salınımları azaltılır.
  • Doğal kaynak tüketim oranı düşer.
  • Su kıtlığına sebep olan etkilerde azalma görülür.

FARKINDALIK OLUŞTURMAK

Tüketicilerin geri dönüşüme dahil edilmesi çalışmalarının başarıya ulaşmasını sağlamak amacıyla sivil toplum örgütleri, devlet kuruluşları ve markalar tarafından son yıllarda pek çok girişim başlatıldı. Bu girişimlere örnek olarak; H&M ve I:CO’nun birlikte yürüttüğü kıyafet toplama sorumluluğundan bahsedilebilir. İki kurum tarafından yürütülen süreçte tüketiciler, eski kıyafetlerini herhangi bir H&M mağazasına teslim ettikten sonra bir sonraki alışverişlerinde kullanabilecekleri indirim kuponları kazanıyor. Tekstilde geri dönüşümü artırmanın etkili bir örneği olarak verilebilecek bu çalışmada da olduğu gibi amaç, geri dönüşümün önemini ve faydalarını anlatarak toplumsal farkındalığı artırmaktır.

H&M gibi markaların yürüttüğü projeler dışında birçok firmanın web sitesinde konuyla ilgili eğitici içerikler bulunuyor. Bunlara ek olarak tekstil atıklarının, toplama kamyonları ile düzenli aralıklarla toplanması farkındalığı artırmak amacıyla atılmış bir diğer önemli adımdır. Bu sayede, sürdürülebilirlik ve modanın etkileşimine gün geçtikçe daha fazla dikkat çekiliyor ve hızlı modadan yavaş modaya doğru yönelim artıyor. Tüketiciler, hızlı giyim sektöründen kaynaklanarak artan katı atık depolama sahaları nedeniyle oluşan çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya, Acrycycle gibi daha uzun ömürlü elyaflardan üretilen ve iklim değişikliği üzerindeki olumsuz etkilerini azaltma vaadinde bulunan markaların ürünlerini satın alarak katkıda bulunabilirler.

GERİ DÖNÜŞÜM SÜRECİNİN ADIMLARI

Geri dönüşüm süreci, toplama, ayrıştırma ve proses edilebilme başlıkları altında üç aşamada incelenebilir.

Toplama

Toplama süreci geri dönüşümün ilk adımını oluşturuyor. Mağazalara yerleştirilen toplama kutuları veya düzenli aralıklarla atıkların evlerden toplanması bu süreçte gerçekleştirilecek ilk eylemlerdir. Bağış sayısının artırılmasını sağlayacak bir strateji olarak toplama kutuları, halka açık, insan trafiğinin yoğun olduğu ve göze çarpan yerlerde bulundurulabilir. I:CO bu yolla, 2015’te 17 bin ton giysi ve ayakkabı topladı ve bunun 7 bin tonunu geri dönüşüme kattı.

Ayrıştırma

Toplanan tekstiller, ayrıştırma tesislerinde çalışan kişiler tarafından üç kategoriye ayrılıyor. İkinci el kullanım, temizlik bezi olarak kullanım ve hammaddeye dönüştürülecek kısım olarak isimlendirilen ve üç kategoride gerçekleştirilen ayrıştırma süreci genel olarak manuel şekilde yapılıyor. Ancak bantlı taşıyıcı ve toplama kutuları gibi yardımcı sistemler de bu süreçte yer alıyor. Son zamanlarda otomatik ayrıştırma sistemleri üzerine geliştirilen projeler, daha hassas bir ayrıştırma süreci sağlayarak daha kaliteli nitelikte geri dönüştürülmüş malzemeler elde edilmesine olanak sağlıyor. Bu nedenle otomatik ayrıştırma makineleri, geri dönüşüm sürecinde önemli bir rol oynuyor. Buna karşın, teknolojik yoksunluk nedeniyle yeterli ölçüde ayrıştırılamayan tekstiller, genellikle daha katma değerli uygulamalarda değerlendirilebilecek iken; dolgu malzemesi, temizlik bezi üretimi gibi daha az değerli uygulamalarda değerlendiriliyor. Yeterli ölçüde ayrıştırılamayan tekstillerin katma değeri nispeten az uygulamalarda değerlendirilmesi sorununa yönelik olarak Avrupa Komisyonu, ekonomik inovasyon girişimi destekli Textiles for Textiles (T4T) proje grubu tarafından otomatik ayrıştırma teknolojisi geliştirildi.

Geliştirilen bu teknoloji ile tekstil hammaddeleri kompozisyonuna ve rengine göre, pet şişe geri dönüşümünde de sıklıkla kullanılan NIR (Near Infrared) spektroskopi cihazıyla ayrıştırılıyor. Bu proje 1.3 milyon euro yatırım bedeline sahip. Tekstiller, ikinci el giyim sektörüne gidecek ve geri dönüşüm zincirine dahil olacaklar şeklinde kabaca ayrıldıktan sonra otomatik ayrıştırma makinesine alınıyor ve kesiliyor. Bu projenin gelişim süreci, FIBERSORT projesi olarak sektörden yedi farklı firmanın katkılarıyla devam ediyor. Projenin başarı kriteri birim zamanda hassas bir şekilde gerçekleştirilen ayrıştırma hızıdır.

Proses Edilme

Tekstiller kompozisyonlarına ve renklerine göre ayrıştırılmalarının ardından kesim işlemine alınıyor. Bahsi geçen ürünlerin renklerine göre ayrıştırılması yeniden boyama ihtiyacını ortadan kaldırıyor ve bu sayede enerji ve işçilik tasarrufu sağlanmasının yanı sıra, boya kaynaklı kirleticiler de azaltılmış oluyor. Ardından, kesilen kıyafetler kullanım alanlarına göre uygun malzemeyle karıştırılıyor. Bu süreçte uzun elyaflar kıyafet ve ev tekstili uygulamalarına giderken, kısa elyaflar kişisel bakım, otomotiv ve yalıtım gibi dokusuz yüzey uygulamalarında değerlendiriliyor.

Ev tekstili uygulamalarına yatak pedi ya da mobilyada dolgu malzemesi örnek verilebilirken, otomotiv endüstrisinde ısıl izolasyon ve panel astarı gibi uygulamalarda kullanımından bahsetmek de mümkün. Bir diğer elyaf tipi olan polyesterden oluşan tekstil atıklarından bahsetmek gerekirse; bu atıklar uygulanan kesim işleminin ardından granül hale getiriliyor ve bunun sonucunda da polyester elyafın hammaddesi üretilmiş oluyor.

GERİ DÖNÜŞÜM PROSESİNDEKİ

ZORLUKLAR

I:CO tarafından toplanan tekstillerin yüzde 60’ı hala kullanılabilir olması nedeniyle ikinci el sektörüne ihraç ediliyor. Tekrar kullanım için gönderilen bu kıyafetlerin ikinci kullanım ömürlerinin sonunda yüzde 95’i geri dönüştürülüyor, yüzde 5’i ise hala kullanılabilir formda oluyor. Toplanan tekstillerin yüzde 35’i geri dönüşüm zincirine katılıyor. Tüm bunlardan geriye kalan yüzde 5’lik kısım ise nem ve küf gibi nedenlerle geri dönüşüm zincirinde yer alamayacak durumda oluyor. Burada karşılaşılan bir diğer zorluk çoklu kompozisyona sahip tekstil ürünlerinden kaynaklanıyor. Farklı elyaf türleri içeren tekstiller henüz yüzde 100 olarak ayrıştırılamadığı için içinde daha fazla miktarda bulunan elyaf türüne göre sınıflandırılıyor ancak mekanik geri dönüşüm yöntemiyle geri dönüştürülemeyen proseslerde farklı elyaf tipleri geri dönüşüm prosesini zorlaştırıyor. Bu zorluklara karşı SOEX, önümüzdeki beş yıl içinde, toplama kutularına ve merkezlerine bırakılan tekstillerin daha uygun (kuru) formda bırakılması konusunda tüketicileri bilinçlendirme ve içeriğinde farklı elyaflar barındıran tekstillerin yüzde 100 hassasiyette ayrıştırılmasına yönelik çalışmalarını başarıyla tamamlamayı hedefliyor.

SERTİFİKALAR

Geri dönüşüme dahil edilebilecek elyaf tipleri, üretim atıkları (pre-consumer) ve tüketicilerden toplanan kullanım ömrünü tamamlamış (post-consumer) tekstillerdir. Üretim aşamasında oluşan atıkların yüzde 75’i zaten geri dönüşüme iletiliyor. Fakat, kullanım ömrünü tamamlamış tekstillerin yalnızca yüzde 15’i geri dönüştürülüyor. SOEX gibi firmaların girişimleri ile geri dönüşüm daha da önemli bir hale gelmekteyken kaynağın güvenilir ve takip edilebilir olması temel endişe oldu. Bu amaca yönelik olarak kar amacı gütmeyen ve sektördeki tüm paydaşlarla yakın ilişkiler içinde, endüstrideki dönüşümü hızlandıracak standartların oluşmasında öncülük eden Textile Exchange tarafından iki standart oluşturuldu. Textile Exchange tarafından oluşturulan standartların biri Recycled Claim Standart (RCS), diğeri Global Recycled Standart (GRS) olarak adlandırılıyor. Bahsi geçen iki standart geri dönüştürülmüş hammadde kullanımına odaklanıyor ve çevresel/sosyal alanlarda inovatif bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyor. İki sertifikaya da konu olan geri dönüştürülmüş hammadde miktarı ve şekli, kontrolü bağımsız denetçiler tarafından denetlenerek belgelendiriliyor.

GRS, RCS LOGOLARI

GRS için temel kriter, ürünün yüzde 20 oranında geri kazanılmış hammadde içermesidir. Bunun dışında ürünün, üretim prosesinden tedarik zinciri boyunca takip edilebilir olması, zararlı kimyasalların kullanılmaması, işçi haklarının korunması, su ve atık yönetimi gibi çevresel konuların yönetimini içeriyor. RCS sertifikasının ise temel kriteri yüzde 5 oranında geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıdır. Diğer beklentileri ise ürünün üretim prosesinden itibaren tüm tedarik zinciri boyunca takip edilebilir olması ve ticarileştirilmesidir. GRS ve RCS sertifikasına sahip ürünlerin son kullanıcıya gidene kadar tedarik zincirinde yer alan tüm işletmeler tarafından sertifikalandırılması gerekiyor. GRS ve RCS sertifikaları, gereklilikleri ve başvuru süreci hakkında daha detaylı bilgi için “https://textileexchange.org/integrity” adresini ziyaret edebilirisiniz. Aksa Akrilik yüzde 10, yüzde 15, yüzde 30 ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş akrilik elyaf için RCS sertifikasına sahiptir. Tekstil sektöründe sahip olduğu önem nedeniyle geri dönüşüm hız kazanıyor. Yeni yasada 2025’e kadar tekstil atıklarının ayrı olarak depolanması süreci için altyapının tamamlanması gerekliliği belirtiliyor. Bahsi geçen yeni yasa, tüketici alışkanlıkları tarafında ortaya çıkan zorluğun da aşılmasını sağlayacaktır. H&M Group, Inditex Group, Patagonia gibi şirketler değişimi çoktan başlattı, gelin siz de bu değişimin bir parçası olun, geri dönüştürülmüş elyaf kullanarak değer zincirine katkıda bulunun.

ACRYCYCLE İLE ATIKLAR YENİDEN ÜRÜNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

Dünyanın geri dönüştürülmüş ilk akrilik elyafı Acrycycle ile üretim süreçleri sonucu oluşan atıklar yeniden ürüne dönüştürülüyor. Atıkların gömülmesi yerine yeniden üretime dahil edilmesini sağlayan Acrycycle ile çevre kirliliğinin önüne geçiliyor. Yüzde 30 daha az CO2 salımı, yüzde 86 daha az su tüketimi ve yüzde 99,7 solvent geri dönüşüm oranlarıyla doğanın korunmasına katkı sağlanıyor. Acrycycle ile üretilen ürünler uzun ömürlü ve çevreye duyarlı özelliğiyle öne çıkıyor. Deforme olmadan uzun yıllar ilk günkü özelliklerini koruyan Acrycycle ile yeni ürüne duyulan ihtiyaç azaltılarak üretim için gereken doğal kaynak tüketimini minimum seviyeye indirmek hedefleniyor. Geri dönüştürme sürecinde hiçbir zararlı kimyasal kullanılmayan Acrycycle’ın bir sonraki hedefi ise kullanım ömrünü tamamlamış tekstil ürünlerini, değerini kaybetmeden üretim sürecine dahil etmek. Bu sayede daha fazla atığın geri dönüşümü sağlanarak doğaya olan katkının artırılması hedefleniyor.